Saygıdeğer Protokol,
Sayın konuklar,
Değerli meslektaşlarım,
Basının değerli emekçileri,
Odamızın Seçimli OlaÄŸan Genel Kurulunu açıyor, genel kurulumuza katılan milletvekilimize, meslek örgütü baÅŸkan ve yöneticilerine, sivil toplum örgütlerinin baÅŸkan ve yöneticilerine, siyasi parti yöneticilerine, tüm dostlarımıza ve deÄŸerli üyelerimize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Genel Kurulumuzun eczacılık mesleÄŸinin saygınlığına, gelecek perspektifine, bilime ve insana olan inancına yakışır, üretken ve fikirlerin yarıştığı bir genel kurul olmasını diliyorum.
Sözlerime pandemide yitirdiÄŸimiz binlerce vatandaşımızı, yüzlerce saÄŸlık emekçisini saygı ve rahmet ile anarak baÅŸlamak istiyorum.
Pandeminin en ağır koÅŸullarında, insanların evlerinden çıkmaya korktukları anlarda, en ön safta, hastasına verdiÄŸi hizmetin niteliÄŸine ve eczacıların “en yakın saÄŸlık danışmanı” sıfatına yakışır ÅŸekilde bir an bile görevinin başından ayrılmayan, bu uÄŸurda canından olan tüm meslektaÅŸlarımı bir kez daha selamlıyor, emeklerinin ve özverilerinin karşılarında saygıyla eÄŸiliyorum.
8 Eylül PerÅŸembe günü Manisa’mızın düÅŸman İşgalinden KurtuluÅŸunun 99.yılı idi. BaÅŸta ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaÅŸlarını minnet ve saygıyla yad ediyorum. Manisa’mızın kurtuluÅŸ günü hepimize Tekrar kutlu olsun.
DeÄŸerli konuklar,
Değerli meslektaşlarım,
İnsanlık geliÅŸtikçe teÅŸhis ve tedavi birleÅŸtikçe, tüm saÄŸlık çalışanlarının bilgisinin, hiyerarÅŸisinin, uygulamasının deÄŸiÅŸeceÄŸi yeni bir döneme giriyoruz. Bu dönemin ihtiyaçlarını karşılamak için çok daha fazla çalışmamız, çok daha fazla dayanışma içinde olmamız, çok daha hızlı yol kat etmemiz gerekiyor. Bu yolu katederken hangi yoldan gittiÄŸimizi bilmezsek, nereye gitmiÅŸ olursak olalım, gittiÄŸimiz yere adapte olmak gibi bir ÅŸansımız olmaz.
Bizler insanların baÅŸ kaygısı olan“saÄŸlığın sorumluluÄŸunu”omuzlarımızda taşıyoruz.
Bizim bu sorumluluÄŸun ne kadarını üstlenebileceÄŸimizi devletin ve sosyal sigorta ÅŸirketlerinin hastanın sorumluluÄŸunu ne kadar üstleneceÄŸi belirliyor. Devletin ya da sosyal sigorta ÅŸirketlerinin hastanın sorumluluÄŸunun ne kadarını üstleneceÄŸini ise o devletin ekonomik durumu ve siyasal pozisyonu belirliyor.
1970’lerin herkes için saÄŸlık isteyen sosyal devletlerinin yerini cepten ödemeler, tamamlayıcı sigortalar, yaygın ama dar kapsamlı hizmetler aldı. Bu bütün dünyada yaÅŸanan bir dönüÅŸüm. Hepimiz biliyoruz nedenini: Çünkü insanlık yaÅŸlanıyor, çünkü sadece saÄŸlık deÄŸil tüm hizmet sektörü paralı hale getiriliyor, çünkü tedavi ve ilaç masrafları artıyor. Bu noktada hükümetler bir tercih yapıyorlar, bu “bazıları için daha fazla saÄŸlık” oluyor. İlaç sektörü geliÅŸmiÅŸ olan Hindistan ve Brezilya AIDS ilaçlarını “insanlığın malı” olarak yeniden patentlerken, bazı ülkeler aÄŸrı kesici bile üretemiyor. Dünyaysa onlara elinde kalan ilaçları satma gayretinde. Sahte kemoterapi ilaçlarının üretildiÄŸi ve satıldığı, acımasız, barbar bir dünyada yaşıyoruz.
Dünyanın bir tarafında 2 yıl içinde Mars a turist götürmeyi hedefleyen ülkeler, diÄŸer tarafında müziÄŸi yasaklayan, kadınlara GüneÅŸi yasaklayan ülkeler var. Bu skalada nerde olacağız? Muasır medeniyetin peÅŸinden mi koÅŸacağız, oturduÄŸumuz yerden dünyayımı izleyeceÄŸiz? Bu karar hepimizin. Ya özgür bir dünya arayışımızı sürdüreceÄŸiz, ya da karanlığa gömüleceÄŸiz. Bundan yaklaşık 100 yıl önce baÅŸlayan özgürleÅŸme ve muasır medeniyet mücadelemizin sorumluluÄŸunu bir an bile unutmamamız gerekiyor.
Değerli meslektaşlarım,
DeÄŸerli konuklar,
Ülkemizin üzerinde bulunduÄŸu topraklar, binlerce yıldır farklı medeniyetlere ev sahipliÄŸi yaptı. Tarihsel tecrübemiz, bu coÄŸrafyada yaÅŸamış toplulukların, milletlerin, devletlerin, dinlerin ve kültürlerin tüm özelliklerini kapsayan ortak bir mirasın zenginliÄŸinden oluÅŸuyor.
İnsanların düÅŸüncelerini özgürce ifade edebilmeleri ve birbirleriyle iletiÅŸim kurabilmeleri, toplumsal düzenin bizzat toplum tarafından saÄŸlam bir ÅŸekilde oluÅŸturulmasını ve saÄŸlıklı biçimde korunmasını saÄŸlar. DüÅŸüncesini özgürce ifade edebilen her bir kesim; kendisini olduÄŸu gibi anlatma imkânını bulacaktır.
Modern toplumlarda özgür Birey in “örgütlenme ve örgütlü yaÅŸam” hakkı en temel ihtiyaç haline gelmiÅŸtir. Bu ihtiyaç; sivil toplum örgütleri, dernekler, siyasi partiler ve meslek örgütleri aracılığıyla giderilmektedir.
GeldiÄŸimiz noktada bizleri yakından ilgilendiren, gözden kaçırmamamız ve asla aklımızdan çıkarmamamız gereken bir nokta var; o da kamu kurumu niteliÄŸindeki meslek kuruluÅŸlarının Anayasa’daki yeridir. BildiÄŸiniz gibi mevcut Anayasa’nın 135. maddesi meslek örgütlerini düzenliyor ve onların kamu kurumu niteliÄŸinde olduÄŸunu vurguluyor. Anayasaya göre meslek örgütleri “devlet hiyerarÅŸisi altında bulunmayan özerk kuruluÅŸlar"dır. Anayasa, dar bir biçimde olsa da meslek örgütlerine kamusal sorumluluk yükler ve kamusal yetkilerle donatır. Bu doÄŸrultuda meslek örgütlerinin yıllara dayanan demokratik mücadeleler içinde ÅŸekillenmiÅŸ kamu adına söz, temsil ve idarenin kararlarına müdahale imkânları mevcuttur. Meslek örgütlerinin anayasadan çıkarılarak, kamu kurumu niteliÄŸinde olma özelliklerine son verilerek ve üyelik zorunluluÄŸu ortadan kaldırılarak bir dernek statüsüne indirgenmesi tehlikesi halen masadan kalkmış deÄŸildir.
Ülkemizde meslek örgütlerine yönelik ideolojik gözlüklü yoÄŸun bir çarpıtma ve propaganda faaliyeti yürütülüyor. Kamu adına faaliyet yürüten, toplumsal çıkarları korumaya çalışan meslek örgütleri bir engel olarak görülüyor.
Son olarak 20 AÄŸustos 2021 tarihinde yayınlanan CumhurbaÅŸkanlığı kararnamesi ile Devlet Denetleme Kurulu’nun yetkileri kamu kurumu niteliÄŸindeki meslek örgütleri, sendika, dernek ve vakıfların her türlü ortaklık ve iÅŸtiraklerini de kapsayacak ÅŸekilde bir kez daha geniÅŸletilmiÅŸtir.
Yapılan bu deÄŸiÅŸiklik ne yazık ki, anayasal hukuk devleti anlayışı ile baÄŸdaÅŸmamakta, demokratik toplum düzeninin vazgeçilmez unsurları olan kamu kurumu niteliÄŸindeki meslek örgütlerinin ve sivil toplum kuruluÅŸlarının iÅŸleyiÅŸine “denetleme yetkisini aÅŸan ÅŸekilde” müdahale imkanı getirmektedir. DiÄŸer yandan Anayasa’nın kamu kurumu niteliÄŸindeki meslek kuruluÅŸlarını düzenleyen 135.maddesi çerçevesinde söz konusu birliklerin idari ve mali denetimine iliÅŸkin kuralların ancak kanunla düzenlenebileceÄŸi güvence altına alınmıştır. Kanunla düzenlenebilecek bir alanın kararname ile düzenlenmesi Anayasamıza göre mümkün gözükmemektedir.
Bu doÄŸrultuda kamusal-toplumsal yararı her ÅŸeyin üstünde tutan, Anayasa ile güvence altına alınmış meslek örgütlerinin bağımsızlığına ve demokratik iÅŸleyiÅŸine zarar verme riski doÄŸuran bu düzenlemeden vazgeçilmelidir.
Ülkemizde hakiki bir demokrasinin inÅŸası arzu ediliyorsa meslek örgütleri birer engel olarak görülmemeli, itibarlarını zedeleyecek söylemlerden ve sembolik hale getirecek adımlardan vazgeçilmeli; aklın ve bilimin ışığında ortak bir paydada buluÅŸulmalıdır.
Değerli meslektaşlarım,
DeÄŸerli Konuklar,
Eczacıların en önemli gündemlerinden biri de SaÄŸlık bütçesi.
SaÄŸlık bütçesinin ve bu bütçeyi yapanların halktan bir ÅŸikâyeti var: diyorlar ki; “İlaçların “aşırı” kullanımı, giderlerimizi artırıyor”. Biz her zaman söylüyoruz. SaÄŸlık giderlerimiz ve ilaç giderlerimiz dünyanın ilk 20 ekonomisi arasında olan Türkiye için yüksek deÄŸildir. Yüksek olan saÄŸlık bütçesi içindeki “teÅŸhis ve tedavi” giderleridir. İlaç harcamalarımızın tedavi giderleri içindeki yüzdesi yüksektir. Onun da nedeni, tedavi giderleri içinde koruyucu saÄŸlık hizmetlerine ayrılan payın yetersiz oluÅŸudur. Önemle vurguluyorum; SaÄŸlığı korumak her zaman tedavi etmekten daha ucuzdur.
DeÄŸerli konuklar,
Bütçe halktan ÅŸikâyetçi ama biz de bütçeden ÅŸikâyetçiyiz. Birkaç yönden: bir kere ilaç giderlerini en baÅŸtan sabitleyen global bütçe uygulamasında ilaç ÅŸirketlerinin zararlarını eczacıların cebinden karşılamak için ticari ıskontoların uzun yıllardır verilmeyiÅŸinden ve stok zararlarını ödememesinden ÅŸikayetçiyiz. İkincisi ilaç fiyatları sürekli ucuzladığı için piyasaya ilaç sürülmemesinden, ilaç bulamamaktan ÅŸikâyetçiyiz. Üçüncüsü bu fiyatlar karşısında eczacıyı korumak için yeterli olacak önlemlerin alınmamasından, eczane yaygınlığının saÄŸlığın korunmasının bir güvencesi, eczacının da saÄŸlık sisteminde iÅŸ birliÄŸi yapılması gereken bir partner olarak görülmemesinden ÅŸikayetçiyiz.
Hastalarımız da bütçeden ÅŸikâyetçi. Ama onlar sorun biz eczacılarda sanmaktalar. Muayene ücreti, ilaç fiyat farkı, katılım payı derken eczanede on kalemde aldığımız, bazılarında fiÅŸ veremediÄŸimiz, açıklayamadığımız bazı kalemlerle cepten harcamaların artmasından ÅŸikâyetçiler. Üstelik bu ücretleri eczacının cebine giren ücretler sanmaktalar.
Yeri gelmiÅŸken ÅŸunu söylemek zorundayım: İlaçta bir bulunabilirlik ve kalite sorunu yaşıyoruz. Bunda ilaçları sadece bir meta olarak gören, ilaçlara saÄŸlık ürünleri deÄŸil, ticari ürünler olarak yaklaÅŸan ilaç firmalarının da büyük sorumluluÄŸu var. İnsanlığın ürettiÄŸi bilgiyi kendi tekeline alan, onu patentleyen ve bu bilgiyi geri satan bir yaklaşım söz konusu.
Değerli Meslektaşlarım,
DeÄŸerli Konuklar,
Bizlerin bugün yaÅŸadığı en akut sorunlardan bir tanesi, sistemsiz bir biçimde açılan, çoÄŸunda yeterli öğretim üyesi ve altyapı olmayan eczacılık fakülteleridir. Åžu anda sayıları 58 olan eczacılık fakülteleri, kalite ve altyapı açısından eczacılık alanında yeni sorunları beraberinde getirmiÅŸtir. Bugün yılda 3900 mezun verilmektedir. Tüm fakültelerin öğrenci kabul etmesi ile bu sayı yılda 5-6 binlere çıkacaktır. Evet yılda 6000 Eczacı. Sayıların daha iyi oturması için şöyle bir ilave yapmak istiyorum. Åžuan ülke genelinde aktif eczane sayısı 28 bin. Kamu ve özel sektörde çalışan meslektaÅŸlarımızla birlikte toplam meslektaÅŸ sayımız 35 bin. Cumhuriyet tarihinde 35 bin olan ve ülke genelinde yeterli ve kaliteli hizmet sunan bir mesleÄŸin mensupları 5 6 yıl gibi kısa sürede 2 ye katlayacak.
Buradan sormak isteriz. Açılan eczacılık fakülteleri bir ihtiyaç doÄŸrultusunda mı açılmıştır ve açılmaya devam etmektedir? Mezun olan eczacıların iÅŸ gücü planlaması yapılmış mıdır? 6 yıl önce 12 olan eczacılık fakülteleri hangi amaç ve gerekçe ile 58 e çıkarılmıştır? Eczacı iÅŸ gücü ucuzlatılmak, deÄŸersizleÅŸtirilmek ve sermayenin hükmü altına alınmak mı istenmektedir?
Değerli meslektaşlarım,
DeÄŸerli konuklar,
GeçtiÄŸimiz dönemin önemli geliÅŸmelerinden bir tanesi de revize edilen SGK protokolü ve Göç İdaresi sözleÅŸmesi oldu. Çok önemli bulduÄŸumuz bu 2 protokolde emeÄŸi geçenlere teÅŸekkürü borç biliriz. Biliyorsunuz, bizlerin; eczacıların ekonomik koÅŸullarını iyileÅŸtirmenin yanı sıra eczaneler arasındaki gelir dağılımı adaletsizliÄŸini gidermek konusunda da bir gayretimiz, ortak bir irademiz var. Bu irade doÄŸrultusunda bir yandan düÅŸük gelir grubundaki eczacılarımıza yönelik olarak pozitif ayrımcı önlemler alırken diÄŸer yandan da reçetelerin sıralı ve üst limitli dağıtımını saÄŸlayarak eczacılar için bir “eczacılık temel geliri” elde etmeye ve elbette ilaç suiistimalini önlemeye, hasta saÄŸlığını korumaya çalışıyoruz. Bununla, genç eczacılarımızın mesleklerini yapmalarını bir nebze olsun kolaylaÅŸtırdığımızı da düÅŸünüyoruz. Böylece eczane sisteminin yaygınlığını koruyor, baÅŸka tehditlere fırsat verecek ÅŸekilde eczane sermayelerinin yoÄŸunlaÅŸmasını önlemeye çalışıyoruz. Eczane yaygınlığının korunması ve sermaye yoÄŸunlaÅŸmasının önlenmesi çabası sadece genç eczacılarımız açısından deÄŸil tüm eczacılarımız ve eczacılık sistemi için gerekli bir çabadır.
Değerli meslektaşlarım,
DeÄŸerli konuklar,
“Muhakkak surette birleÅŸmede kuvvet vardır. Kooperatif yapmak, maddi ve manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birleÅŸtirmektir” diyen Mustafa Kemal ATATÜRK ün haklılığı, sermaye egemen bir dünyada her gün yüzümüze çarpıyor. Yaklaşık 5 yıl önce bölgemizde ecza kooperatifçiliÄŸin amiral gemisi diyebileceÄŸimiz EDAK faaliyetlerine son vermek durumunda kaldı. Meslek hayatını kooperatif ÅŸemsiyesi altında sürdüren biz eczacılar için hayatın gerçekleri o günden sonra baÅŸladı. Sermayenin vicdanının olmadığını, yıllardır abi-kardeÅŸ sandığımız iliÅŸkilerin aslında senetlerden ve çeklerden ibaret olduÄŸunu yaÅŸayarak gördük. Bir gecede kısaltılan vadeler, kredi batağına mahkûm edilen eczaneler, eczanesini kapatan meslektaÅŸlarımıza ÅŸahit olduk. Kooperatifin gücünü ve önemini acı deneyimlerle anladık. Bizler için önemli diÄŸer bir nokta kooperatifte bizler adına görev alan meslektaÅŸlarımızın sorunları ve karşı karşıya kaldıkları enkazdı. Bölge odaları, TEB ve kooperatiflerin ortak çalışmasıyla bu sorunlar büyük ölçüde aşılmış ve adım adım aşılmaya devam ediyor. Manisa eczacı odası olarak süreci ilk gün ki hasiyetimizle takip etmeye devam etmekteyiz.
DeÄŸerli konuklar,
İnsanlığın geçmiÅŸ 50 yıla göre 64 kat hızlı yaÅŸadığı söyleniyor. Evet çok hızlı yaşıyoruz. Ama biz yılda bir gün 27 Haziran da zamanı durduruyoruz. 27 Haziranda Türkiye de ilk ecza kooperatifini kuran, Manisa'nın ve mesleÄŸimizin gururu NeÅŸe ablamızın mezarı başında oluyoruz. Her yıl ona sözler veriyoruz. Bu topraklarda emanetine sahip çıkacağımızı söylüyoruz. Belki bizi görüyordur. Duyuyordur. Ya da Ona verdiÄŸimiz sözü tutmanın rahatlığıyla biz öyle hissediyoruzdur bilmiyorum ama rahat uyusun mekânı cennet olsun.
Edak’ın ardından bölgemizde kurduÄŸumuz ve NeÅŸe Gülersoy’un adını taşıyan salonda attığımız imzalarla ilk üyelerini kaydettiÄŸimiz Ege Ecza Kooperatifi maalesef çağın ağır ticari ÅŸartları karşısında ayakta duramamıştır. DeÄŸerli meslektaÅŸlarım biz hayatı, düÅŸtüÄŸün yerden yeniden ayaÄŸa kalkıp yol yürümek olarak görürüz. Dizimiz yere deÄŸdiÄŸi anda yeniden doÄŸrulur ve yola devam ederiz. 1 yıldan uzun bir süre önce ÅŸartların bu noktaya gelmesiyle Bursa Ecza Kooperatifi bölgemizde faaliyetlerine baÅŸladı ve taÅŸlar tekrardan yerine oturdu. Bursa ecza kooperatifinin örgütlenme sürecinde, emek ve destek veren, omuz veren meslektaÅŸlarıma teÅŸekkür ediyorum.
Åžimdi bizlere düÅŸen kooperatife omuz vermektir. Güvenli bir mesleki gelecek için, sermayenin elinde mesleÄŸimizi oyuncak etmemek için kooperatife omuz verelim. Ama sız, fakatsız destek olalım. Bize yakışan kooperatifi paçasından aÅŸağıya çekmek deÄŸil, kafayı kuma görüp görmezden gelmek deÄŸil, omuzlarımızda taşımaktır, yükseltmektir, daha iyiye gitsin diye mücadele etmektir. Tüm meslektaÅŸlarımı kooperatife üye olmaya, çalışmalarını arttırmaya ve bu mücadeleye destek olmaya davet ediyorum. Manisa eczacısı kendine yakışanı 1979 da olduÄŸu gibi bugün de yapacaktır.
Değerli meslektaşlarım,
DeÄŸerli konuklar,
Her zaman gençlerin geleceÄŸi inÅŸa edeceÄŸini, gelecekte gençlerimizin vizyonu ve emekleriyle var olacağımızı söylüyoruz. Genç meslektaÅŸlarımız bizim en büyük deÄŸerimiz. Bu deÄŸere birlikte sahip çıkmalı ve onların bakış açılarından yararlanmalıyız.
DeÄŸerli genç meslektaÅŸlarım, sizlere seslenmek istiyorum. Manisa eczacı odasının kapıları her birinize sonuna kadar açık. Her masamızda, her komisyonumuzda, her kurulumuzda sizlere yer var. Gelin görev alın, mesleÄŸinize, meslek örgütünüze, en önemlisi kendi geleceÄŸinize deÄŸer katın. Hayallerinizin hepimizin hayallerinden de öte olduÄŸunu biliyoruz. Bizlere düÅŸen sizlerin önünü açmak, hayallerinize destek olmak ve en sonunda görevlerimizi size devredince uzaktan gurur duyarak sizleri izlemek olacaktır. GeleceÄŸi sizler inÅŸa edeceksiniz. Meslek büyüklerine, bu örgüte emek verenlere saygı ve vefayı kalbimizde, gelecek kuÅŸaklara güveni, omzumuzda taşıyarak yol yürüyoruz. Bu yol uzun, bu yol meÅŸakkatli. Mesleki yaÅŸamınızda ve hayatınızda, önünüzü kesenler olacaktır, çelme takanlar olacaktır. Asla taviz vermeyin, asla yılmayın. Unutmayın yarınlar sizin. Yarınları siz inÅŸa edeceksiniz. Manisa eczacı odasının baÅŸkanıda, tüm kadrolarıda her zaman yanınızda olacaktır. Unutmayın
DeÄŸerli konuklar,
1984 yılında kurulan odamızda onlarca meslektaşımızın, temsilcimizin, kurul üyelerimizin, yöneticilerimizin, baÅŸkanlarımızın emeÄŸi var. Bu emekleri ölçmek tartmak mümkün deÄŸil. Her biri birbirinden deÄŸerli, her biri bizi biz yapan emekler. Manisa eczacı odası bugün bu emeklerin, özverinin üzerinde ayakta duruyor.
2019 Genel kurulunda sizlerin onayı ve izni ile Yunusemre ilçemizde bir arsa satın almıştık. Åžimdi ruhsat aÅŸamasına geldiÄŸimiz oda hizmet binamızın temelini atmak için gün sayıyoruz. Eczacılarımızın daha rahat ve modern bir ortamda hizmet almaları için en iyiyi inÅŸa etmek istiyoruz. Eczacının akademik kimliÄŸine uygun olarak, mesleki tarihini ve geleceÄŸin vizyonunu aynı çatı altında buluÅŸturacağız. Bizler beton yığınlarına karşıyız. Dünyaya ve doÄŸaya karşı olan sorumluluklarımızın farkındayız. Bu doÄŸrultuda kendi kendine yetebilen, elektriÄŸini güneÅŸten, suyunu yaÄŸmur suyunu toplayarak karşılayan, nefes alan, yeÅŸil bir bina inÅŸa edeceÄŸiz. DoÄŸadaki ayak izimizi olabildiÄŸince küçülteceÄŸiz. Seneye yapacağımız genel kurulumuzda hep birlikte açılışını yapmayı planladığımız binamızı gelecek kuÅŸaklara miras bırakmanın haklı gururu içindeyiz.
Bu süreçte sadece oda hizmet binamızı deÄŸil, temsilciliklerimizi de kolay ulaşılabilir noktalara taşıdık. Alt yapılarını yeniledik. AlaÅŸehir ilçemize açtığımız yeni temsilciliÄŸimiz ile Sarıgöl ve AlaÅŸehirli meslektaÅŸlarımızın günlük mesleki hayatlarını kolaylaÅŸtırdık.
Değerli meslektaşlarım,
DeÄŸerli konuklar,
Biz eczacılar, Örgütsel geliÅŸme yönünde de adımlar atmak zorundayız. Örgütsel geliÅŸmenin ilk ayağı olarak kendi içimize kapalı bir yapı olmaktan çıkmalıyız. İlaç ve eczacılık alanında kendi dışımızdaki örgüt ve yapılarla iÅŸbirliklerinin imkânlarını yaratmak ve çoÄŸaltmak için çaba göstermeye devam ediyoruz Onların da katkılarıyla zenginleÅŸeceÄŸimize, bütünleÅŸeceÄŸimize ve geleceÄŸimizi hep birlikte kazanacağımıza inanıyoruz. DiÄŸer ayakta ise Novagenix ve EGAÅž gibi BirliÄŸimizin yıllar önce büyük emeklerle ve umutlarla var ettiÄŸi kuruluÅŸlarımızı yeniden yapılandırıp güçlendirmek için sorumluluk alıyor ve çalışıyoruz.
DeÄŸerli hazirun,
Tüm yıpratıcı süreçlere raÄŸmen, bu örgütün köklü gelenekleri, örgütlülük düzeyi ve birlikte iÅŸ yapabilme kabiliyeti sayesinde geçmiÅŸten gelen birçok önemli kazanımımızı koruyoruz.
Halen eczanelerin sahip ve mesul müdürü eczacı,
Halen ilaç eczanelerden eczacı danışmanlığında satılmak zorunda
Odalarımızda sıralı dağıtımlarımız sermayenin saldırganlığına rağmen devam ediyor.
Eşdeğer verme hakkımız dolayısıyla yerli ilaç sanayimiz halen ayakta
Zincir eczanelerin olmadığı sayılı ülkelerdeniz.
Örgütlü gücümüzün meyveleri olan TEB iÅŸtirakleri kendi alanlarında hızla yükseliyor, her geçen gün vazgeçilmezliklerini perçinliyor.
Değerli meslektaşlarım,
Bizler; eczacı saÄŸlık danışmanı ve hasta güvenliÄŸi sorumlusu, eczane de birinci derecede bir saÄŸlık bakım merkezidir diyoruz, öyleyse eczacı ve eczane temelli saÄŸlık hizmet yelpazesini geliÅŸtirmek durumundayız.
İlacın tek sahibi olduÄŸumuzu, aynı zamanda ilacın eczanelerinizin bel kemiÄŸi olduÄŸunu unutmadan fitoterapi, aromaterapi, homeopati gibi alanlarda da sözümüzün olduÄŸunu göstermeli, eczanelerimizdeki ürün çeÅŸitliliÄŸini artırmalıyız. Medikal ürünler konusunda attığımız adımı geliÅŸtirmeli, diÄŸer eczane saÄŸlık ürünlerinin belirli standartlara kavuÅŸturulması için de çalışmaya devam etmeliyiz.
Anlayışımız ticari eczacılığın karşısında her zaman etik eczacılığı savunmak olmuÅŸtur. İnsani deÄŸerlere, etik deÄŸerlere, evrensel deÄŸerlere baÄŸlı kalarak mesleÄŸimizi icra etmek en büyük erdemimiz ola gelmiÅŸtir. MesleÄŸin etik deÄŸerleri ve gelenekleri çerçevesinde çaÄŸa ayak uydurmak zorundayız. Bir an önce baÅŸlamalı ve yol almalıyız. Bunu yaparken de yeni fikirlere açık olmalı, yenilikçi söylemlerin önünü açmalı, yeni fikirler için meslektaÅŸlarımızı cesaretlendirmeliyiz.
Değerli Meslektaşlarım,
DeÄŸerli Konuklar,
KonuÅŸmamın başında da söyledim, pandemi birçok deÄŸerimizi, sevdiÄŸimizi bizden kopardı. Hayat tarzımızı deÄŸiÅŸtirdi. Evlere kapandık. Eczanelerimizde camların, ÅŸeritlerin arksında çalıştık. Hastalarımızla korkarak diyalog kurduk. Birbirimize toplantılara eÄŸitimlere hasret kaldık. Ama her ÅŸeye raÄŸmen 1 adım geri atmadan 1 saniye düÅŸünmeden Manisa da 510 noktada Manisalıya hizmet etmeye ilaca, saÄŸlığa ve insana deÄŸer katmaya devam ettik.
Pandemi bizlere birçok ÅŸey öğretti. Mesela saÄŸlık sorununun sadece 3.dünya ülkelerinin sorunu olmadığı, dünyanın global bir hal aldığını, dünyanın herhangi bir yerindeki bir vakanın tüm dünyayı kasıp kavurabileceÄŸini öğretti.
Dünyada saÄŸlık sistemlerinin alt yapılarının yetersizliÄŸini gösterdi.
DoÄŸru yatırımın betona yola demire deÄŸil, bilime, üretime, üniversitelere ve emeÄŸe yapılması gerektiÄŸini öğretti.
Sağlık emekçilerini futbolculardan daha değerli olduğunu öğretti.
Özetle; “ hayatta en hakiki mürÅŸitin ilim ve fen” olduÄŸunu bizlere acı bir ÅŸekilde öğretti.
Değerli meslektaşlarım,
DeÄŸerli konuklar,
Meslek örgütleri demokratik yapılanmalardır. 2019 da yaptığımız genel kurulda sizlerin oylarıyla seçildiÄŸimiz görevlerimiz biraz sonra divan teÅŸekkülü ile sona erecek.
Kooperatifsiz, otoritenin meslek örgütleri ile sürekli kavga ettiÄŸi, pandeminin gölgesinde geçen zorlu bir 2 yılı geride bıraktık. Sizlerin güveni ve teveccühü ile sürdürdüÄŸüm oda baÅŸkanlığı görevimde 4.yılımı geride bırakıyorum. SeçildiÄŸim ilk günden bugüne evrensel ve insani deÄŸerlerin ışığında, hakkaniyeti, adaleti ve nezaketi elden bırakmadan görevimi sürdürmeye çalıştım. Bu süreçte hiçbir siyasal, etnik, mezhepsel veya dini farkın meslektaÅŸlarımla arama girmesine müsaade etmedim.
Hep söylerim bu görevler zor görevlerdir. Zaman ister fedakârlık ister. Ben çok ÅŸanslı bir oda baÅŸkanıyım. Çünkü benim Bu süreçte çok büyük destekçilerim oldu. Devrim balı bu organizasyonun sadece küçük bir parçası. Beklide en küçüÄŸü. ArkadaÅŸlarımın emeÄŸi özverisi fedakarlığı o kadar büyük ki, onların arasına kendi adımı yazmam bile belki yersiz. Her zaman Klasik 2.ailem denir, ama yeri geldiÄŸinde ailenizden bile fazla gördüÄŸüm, bir arada olduÄŸum yönetim kuruluma ayrı bir yer açmak istiyorum.
Hiçbir güzel iÅŸ tek başına yapılmaz. Faaliyet raporunda dinleyeceÄŸiniz 10 saniyelik bir cümlenin ardında bile haftalarca süren emekler var olduÄŸuna emin olun. Evinden çocuÄŸundan ayrı kalan insanların emeÄŸi var. Bu emekler birer damla oldu, denize atıldı bugün sizlerin takdirlerine sunuluyor.
ArkadaÅŸlarımın isimlerini tek tek saymak istiyorum. Odamızın gerçek emektarları, mesleÄŸi ve meslektaÅŸları için proje üreten, koÅŸan, yorulan, üzülen, aÄŸlayan ve tüm bu fedakarlıkları gönülden yapan, gönüllü yapan gönlü büyük, emeÄŸi büyük güzel insanlar.
2.BaÅŸkanımız Duygu Elmas Mutlu. İsmi gibi parlayan, yeri geldiÄŸinde 80 kiÅŸiyle bir of demeden konuÅŸan, mesleÄŸimize deÄŸer ve vizyon katan biri. Zaten hepiniz tanıyorsunuz. Kimisinin duygu ablası, kimisinin evladından ayırmadığı kızı. BaÅŸkan olduÄŸum ilk günden beri birlikte mücadele ettiÄŸim deÄŸerli yol arkadaşım. İyi ki varsın iyi ki bizimlesin.
Genel sekreterimiz Koray Kaya. Fiziki uzaklığına raÄŸmen aldığı her görevi eksiksiz yapan özverili ve çalışkan genel sekreterimiz. İnÅŸallah kısa süre sonra hayata 3 kiÅŸi devam edecek olan ailemizi ÅŸimdiden tebrik ederim.
Saymanımız Davut Åžafak CoÅŸkun, Fiziki uzakları yakın eden özverili, fedakâr yol arkadaşımız. İyi ki varsın iyi ki bizimlesin.
Yönetim kurulu üyelerimiz Okan Seyrek uzun yıllardır birlikte çalıştığım kıymetli meslektaşım, arkadaşım. EmeÄŸinin ve özverinin hakkı ödenmez. İyiki varsın iyiki bizimlesin.
Ezgi Åženkal, genç yaşına raÄŸmen taşın altına elini koyan, fedakâr, mesleÄŸini için emek veren yol arkadaşım. Kısa bir süre ara verecekte olsa devamında yeniden mesleÄŸine ve meslektaşına deÄŸer katmaya devam edecek. İyi ki varsın, iyi ki bizimlesin.
Duygu Yılmaz. Yine genç yaÅŸta bu örgüte dahil olup bende varım diyen, emeÄŸiyle hevesiyle daha uzun yıllar bu örgüte hizmet edecek olan deÄŸerli meslektaşım. İyi ki varsın, iyi ki bizimlesin.
İyi ki varsınız iyi ki birlikte yol arkadaÅŸlığı yapıyoruz. Sizlerle yürümek ayrı bir keyif, ayrı bir deneyim.
Yönetim kurulumdan sonra, odamızın seçilmiÅŸ kurullarında görev yapan, bizleri yalnız bırakmayan kıymetli meslektaÅŸlarım, Merkez heyetinde bizleri temsil eden deÄŸerli Cem abimiz, ilçe temsilcilerimiz, ilçe temsilci yardımcılarımız, komisyonlarda da görev alan meslektaÅŸlarımız ve odamızın deÄŸerli emektarları odamızın her iÅŸine koÅŸan gecesini gündüzüne katan kıymetli personelimiz. Hepiniz iyi ki varsınız. Emekleriniz teÅŸekkürle ödenmeyecek kadar büyük.
Değerli meslektaşlarım,
DeÄŸerli konuklar,
Yarın yapılacak olan seçimlere;
MesleÄŸimize deÄŸer katmaya, üretmeye, mesleki vizyonumuzu geliÅŸtirmeye devam etmek için yeniden adayız. Sizlerin verdiÄŸi güçle, sizler için adayız.
GeçmiÅŸ dönemde meslek örgütümüzün neresinde olursa olsun görev almış tüm meslektaÅŸlarıma gönülden teÅŸekkür ediyor, her birini ayrı ayrı saygıyla selamlıyorum. Önümüzdeki 2 yıllık süreçte görev alacak olan tüm meslektaÅŸlarıma da ÅŸimdiden kolaylıklar diliyorum. YürüdüÄŸümüz yol uzun ve zor.
Bugün burada meslektaÅŸlarımın dışında birçok konuÄŸumuz var. Her birini ayrı ayrı selamlıyorum. Varlıklarıyla genel kurulumuza onur verdiler. Bundan sonraki süreçlerde de yine kol kola yürüme arzumuzu ve kararlılığımızı sizlerin huzurunda tekrarlıyorum.
Bizler baÅŸta mensubu olduÄŸumuz eczacılık mesleÄŸine, örgütümüze, saÄŸlık sistemine ve halkımıza olumlu bir ÅŸeyler katabilme isteÄŸi ve gayreti ile çalışmalarımızı sürdürdük, sürdürüyoruz. Bizden önce hizmet edenlerin koymuÅŸ olduÄŸu tuÄŸlanın üzerine bir tuÄŸla daha koyarak yapılanları geliÅŸtirip büyütmeye çaba sarf ediyoruz. Bu anlamda seçimli olaÄŸan genel kurulumuzun mesleÄŸimize, meslektaÅŸlarımıza, saÄŸlık alanına ve ülkemize yararlı olmasını, umut dolu yarınlara, geleceÄŸin ışıklı günlerine pencereler açmasını diliyorum.
Beni dinlediÄŸiniz için teÅŸekkür ediyor, genel kurulumuza onur veren misafirlerimiz baÅŸta olmak üzere hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
BaÅŸkan Uzm. Ecz. Devrim BALI