ODA BAŞKANIMIZ UZM. ECZ. DEVRİM BALI’ NIN TEB 41. DÖNEM 2. BÖLGELERARASI TOPLANTI KONUŞMASI

17 Aralık 2018 Meo

Odamızın katılımıyla, Türk Eczacıları Birliği 41. Dönem 2. Bölgelerarası Toplantısı 13 – 15 Aralık 2018 tarihlerinde 31. Bölge Kocaeli Eczacı Odası ev sahipliğinde gerçekleşti.

Toplantının ikinci gününden itibaren Bölge Eczacı Odalarının Başkan ve Yöneticileri, Türk Eczacıları Birliği 41. Dönem Merkez Heyeti’nin son dönem çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak görüşlerini bildirdiler.  Oda Başkanımız Uzm. Ecz. Devrim BALI’da, Odamız adına görüşlerimizi aktardı.

Oda Başkanımızın konuşması;

Merkez Heyetimizin ve Denetleme Kurulumuzun değerli başkan ve üyeleri

Odalarımızın değerli  başkan ve yöneticileri,

Değerli Meslektaşlarım, hepinizi Manisa Eczacı Odası üyeleri ve şahsım adına saygı ve sevgiyle selamlarım.

Kocaeli Eczacı Odamıza da misafirperverliği için ayrıca teşekkür ederim.

 

Değerli Meslektaşlarım,

Öyle günler yaşıyoruz ki, bir gün haberleri takip edemezsek ülke gündeminden kopuyoruz. Bir gün gazete okuyamazsak siyasi gelişmeleri takip edemiyoruz. Bir gün eczanemize gitmezsek ilaç fiyatlarını, SUT u takip edemiyoruz.

Meslek gündemimizden kopuyoruz.

Sürekli değişen dinamik hızlı devinim içinde bir ülke ve meslek gündemi içinde savruluyoruz.

2019’ a girdik sayılır. 2019’ dan temennimiz bizlere iyilik getirmesi, mutluluk getirmesi, sağlık getirmesi. Hepimizin hepimiz için ortak temennileri bunlar. 2019 ellerini sallayarak gelmeyecek. Koluna bir sepet takarak gelecek.

Peki 2019 koluna taktığı sepette bizlere ne getirecek?

-%25 enflasyon getirecek, yani kiralarımız %25 zamlanacak

-Asgari ücretlerde 300 TL civarı artış getirecek

-SGK primlerinde eş oranlı artacak

-Bağkur ödemelerimiz artacak

-Elektrik su ısınma muhasebe gibi sabit giderler arttı artmaya devam edecek

-Arabamıza koyduğumuz benzin, kullandığımız kağıt artacak

Herşey zamlandı, arttı, artmaya devam edecek. Ortalama masrafımız 6 ise 8 olacak, 8 ise 12 olacak.

Başka ne olacak?

Depolar kaldığı yerden devam edecek. Neye devam edecek? Fırsatçılığa, keyfi uygulamalara, hukuksuz uygulamalara devam edecek. Bir iki firmayı bahane edip vadeleri kısmaya devam edecek. 120’ lere çektiği vadeleri daha da kısaltmaya devam edecek. Bir sabah gelecek, eczacının tüm planına programına rağmen geçen ayda dahil olmak üzere vadeleri kıstığını söyleyecek.

Ülke genelinde 2bin civarı Manisa’da da 100 den fazla meslektaşımız belki de bu kış meslek hayatlarını sonlandıracak.

Biliyorsunuz bir kongre yaptık. Yapanların eline sağlık. Bir genel müdür geldi. Ağzımıza bir parmak bal çaldı, 2 saat dişini sıktı eleştirilere yarım yamalak cevaplar verdi çekti gitti.

Orda “yapılandırmalar duracak, kimseyi mağdur etmeyeceğiz” dediğinde çoktan çekler toplanmış, yapılandırmalar bitmişti, eczacılarımız önünde senet, önünde çek kara kara düşünüyordu zaten.

Buraya kadar olan kısım ekonomik durum tespitimiz.

Peki ne yapmak lazım?

*Tüm yöneticiler, oda kadroları, merkez heyeti üyeleri eczacılarımızın yanında olmamız lazım.

*Destek olmamız lazım.

*Yapılandırma sürecinde ve sonraki süreçte yanlarında olmamız lazım.

*TEB sunacağı kredilerle meslektaşlarımıza destek olması gerekir. 4-6 ay arası ödemesiz ve uzun vadeli ve sadece bu meslektaşlarımıza özel kredilerle, sıkıntılı eczanelerimizi hayata tutundurmalıyız.

**Bahane üretmeden, “olmaz”a sığınmadan, “kaynak yok” lafına sığınmadan yapmalıyız.

*Bu kuruluşlara karşı, meslektaşımızın sıra arkadaşımızın canını yakan bu hukuk tanımaz kurumlara karşı eczacının yalnız olmadığını göstererek işe başlamak lazım.

*Bu depolara karşı ortak tavır almak lazım.

*Zamanında ne tür etkinlikler birlikte işler yaparsak yapalım, ilişkilerimizi yeniden gözden geçirmek lazım.

*Bu depoların yemeğini yememek, sofrasına oturmamak lazım.

*Kolkola girmemek lazım.

*Biz Manisa’ dan kalkıp 5 saat yol gelicez, üyenin parasıyla gelicez, üyenin aidatıyla kalıcaz burda, adamların sofrasına oturucaz bizim karnımızı doyuracaklar, sonra ben gidip Manisa’ da haksızlıktan hukuksuzluktan sırtımızdan hançerlediklerinden bahsedicem.

*Böyle bir dünya yok.

*Eczacı odalarının dik durmak, kendi açılarından boynunun borcu, üyeye karşıda namus borcudur.

 

Değerli meslektaşlarım;

Gündemimizdeki 2. Önemli konu eylemlilik süreci.

Biliyorsunuz dünya devi bir firmaya karşı eylem yapıyoruz. Eczacının 40 yıllık emeğini çalan, geleceğine yön vermeye çalışan bir firmaya karşı eylem yapıyoruz.

Uzun soluklu bir iş, uzun soluklu bir eylem. Sonuçlarını uzun vadede göreceğimiz bir eylem. Emek vererek ter dökerek kazanılacak bir eylem. Bir eksik olmayacak şekilde 54 eczacı odasının da emeğiyle kazanılacak bir eylem .

Eylem konusunda eleştiriler var. Bazı bölgelerde var, bazı bölgelerde yeterince yok şeklinde. Katılıyorum .

Dediğim gibi yoğun emekle neticelenecek bir eylem. Emek yoğun çalışmak gerekiyor.

Bu eylemin haklılığına inanan, önemini kavrayan, gönül veren, mesleği için geleceği için katkı koyan, Somadan kalkıp 45 km yol gidip köydeki eczaneye durumu anlatan meslektaşlarımı da buradan selamlıyorum.

Kısa sürede tüm odalarımızın bu işi daha fazla benimsemesini diliyorum.

 

Değerli meslektaşlarım

Son 3-4 aydır “Yardımcı Eczacılık” diye bir konu geldi gündemimizin tam ortasına oturdu. Öncelikle şunu söylemeliyim ki; Geç kaldık. Çoğu konuda olduğu gibi bu konuda da zamanında müdahale etmekte fikir üretmekte ileriye dönük smilasyonlar yapıp durum tespiti yapmakta geç kaldık. Adına ne derseniz deyin; geç kaldık.

Sizlere 2 smilasyon anlatmak istiyorum.

1.      Yardımcı eczacılığı kaldırdık. Gittik baskı yaptık kalktı. Öyle bir kavramı hayatımızdan çıkardık.

Bu sene sonu 2000, seneye 2500 sonra 3500 ve böyle devam eden işsiz eczacı. Küçük bir kısmı kamuda çalışacak, bir kısmı eczane devir alacak, ama binlercesi işsiz kalacak yeni eczacı.

 

2.      Yardımcı eczacılığı kaldırmadık. Direttik dedik ki 1 yıl olacak, parasını da devlet verecek, hani olmaz ya yardımcı eczacı çalıştırana da ayda şu kadar da üzerine para aldık devletten.

Bu sene sonu 2000, seneye 2500 sonra 3500 ve böyle devam eden işsiz eczacı. Küçük bir kısmı kamuda çalışacak, bir kısmı eczane devr alacak, ama binlercesi işsiz kalacak yeni eczacı.

 

2 modelinde ne farkı var? Gidiş yolları farklı, gittikleri yer aynı.

Yanlış yerde duruyoruz.

Yanlış yerden bakıyoruz.

Sorunun kaynağı fakülteler, artan kontenjanlar.

Varımızı yoğumuzu tüm gücümüzü bu kontenjanların azaltılmasına harcamalıyız

Eczacılığın yeniden tanımlanmaya ihtiyacı var. 2012 de çıkan aslında bir kanun değil, mesleğimizi nasıl yapacağımızın, gelecekte nasıl bir eczacılık modeli görmek istiyoruz sorusunun cevabı niteliğinde Bir vizyon belgesiydi. Ama geldiğimiz nokta o günkü hayallerimizden çok uzak.

Yardımcı eczacılık geldi gitti, kısaydı uzundu derken bu noktaya saplandık kaldık. Bu işi yapılabilir makul bir sürede aşıp, gençlerin esas sorununu, yani iş sorununa çözüm yolları aramamız gerekiyor.

İş bulmak bizim işimiz mi ?değil

Bu kadar fakülteyi biz mi açtık ?hayır

Kontenjanları odalar mı arttırdı? Hayır.

Ama gelgelelim ortada bir sorun var. En akılcı şekilde aşmamız, kamuya yol göstermemiz gerekiyor.

İşsiz eczacılar büyük sıkıntı. 2017 Aralık’ taki bölgeler arası konuşmada söyledim. En büyük problemimiz bu sorun olacak kısa sürede diye. Bu arkadaşlar meslektaşımız. Hayalleri var umutları var. Para kazanacaklar. Hayatta kalacaklar. Bildikleri işi bizim gibi yapacaklar. Tek bildikleri iş bu.

Yardımcı eczacılık bir istihdam modeli değildir. Yardımcı bir eczacının eczanenize alışma süreci 3-4 ay, yılın son 3-4 ayıda eczane yeri aramakla geçirecekler. 4 ay verimli çalıştırabilirseniz ne mutlu. 2.eczacılık bir istihdam modelidir.

Bu modeli yapılabilir uygulanabilir hale getirmeliyiz.

 

 

Değerli meslektaşlarım

Konuyla bağlantılı bir noktayıda kısaca anlatarak meslek örgütümüzün gündemine getirmek isterim.

Biz artan fakültelerden söz ederken, gözden kaçırdığımız bir sıkıntıda, yurtdışında eğitim gören, daha doğrusu yılda bir kez giderek para yollayarak diploma satın alanlar. Sayıları 1000 i geçti bu kişilerin. Resmi yasal regal “eczane ticarethanesi” açmaya aday bu arkadaşlar.

Bunu da gözden kaçırmayalım. Denklik konusunun yine son aylarda değil, şimdiden üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu unutmayalım.

 

 

Değerli meslektaşlarım

Anlatacağım ana konulardan sonuncusuna geldim. Daha sonra birkaç madde sayıp kürsüyü sıradaki konuşmacıya bırakacağım.

Eksik bir tarafımız var. Yarım kalan, hiç tamamlanmayan bir tarafımız var. Adına kongreler düzenlediğimiz, her odanın 3-5 ayda bir topladığı komisyonlarla dertlerine derman olmaya çalıştığı kamu eczacıları.

Değerli meslektaşlarım. Uzun yıllardır gündemimizin 5. Sırasında ancak çözüm noktasında 15. Sırada kalan kamu eczacılarımız, bizim unutmamamız gereken bir yarımız.

2631 kamu eczacımız var. Güncel sayı.

Hep konuşuruz kamu eczacılarının sıkıntıları sorunları vs. peki nedir kamu eczacılarımızın aşılmayı bekleyen sorunları, çözüm bekleyen sorunları?

Bir kez de ben anlatmak isterim.

*Kamuda veteriner hekimlerden bile daha düşük ek ödeme katsayısına sahip kamu eczacılarımız. Veteriner 165 diş hekimi 185 eczacı ise 140 katsayıyla ek ödeme alıyor.

*Özellikli birimlerde çalışanlar, örneğin nütrisyon veya onkoloji birimlerinde çalışan eczacılar, akılcı ilaç polikliniği çalıştıran eczacılar yaptıkları işin karşılığını alamıyor.

*Milyonluk ihalelere imza atıyor bizim eczacılarımız. Ama idari açıdan yetkileri yok. “Başeczacılık” statüsünün gelmesini istiyorlar.

*Diş hekimi ve doktorlara yapılan ve örgütümüzün de bastırdığı ama hayata geçmeyen “emeklilik iyileştirmesini” istiyorlar

*Fiziki koşullar en bilineni. O konuyu anlatmama gerek dahi yok. Morgların yanında zemin katlara çamaşırhanelerin yanında ellerinde koli, sağa sola koşturan beyaz önlüklü birilerini görürseniz, o gülen yüzün sahibi bilin ki bir eczacı. Sizin benim sıra arkadaşımız, meslektaşımız.

Bizler kamu eczacılarımızın sorunlarını çözmeliyiz. Neden çözmeliyiz? Çünkü Kamu otoritesi ile bizlerin arasındaki tek köprü kamu eczacılarıdır. Ne seçilmiş vekiller, ne başkanlar ne başkaları. Kamu otoritesine Eczacının ne iş yaptığını, neden gerekli bir sağlık profesyoneli olduğunu gösterecek yegane kişiler kamu eczacılarıdır.

Tüm bu olumsuzluklara eksiklere rağmen işini icra eden, vefakar, emektar kamu eczacılarımıza da buradan selam gönderiyorum.

 

 

Değerli meslektaşlarım,

Son olarak birkaç madde sayacağım. Eczacının reel, sıcak eczanesindeki gündeminden bahsedeceğim size.

-Kısalan ilaç miadları- gizli bir zarar kalemi

-Zarar ettiğimiz iskonto alamadığımız ilaçlar- unuttuk bile. Gündemimizde yok

-Hayvan hastalıklarında kullanılan ilaçlar, veteriner ilaçlar ya da- 1,5 milyar TL lik bir Pazar. Kayıp gitti

-Askeriye reçetelerinde eczacının alamadığı farklar. Protokolle düzelmesi gerekir.- eczacı bekliyor. Zarar ediyor her reçetede.

-Zarar edilen majistral tarife- mesleğimizi tanımlarken hepimiz kullanırız eczacı ilaç yapar diye. İlaç yapmaktan, yani mesleğini icra etmekten çekinir halde

-Yıllardır sabit Karlılık oranları- ilaç fiyatlarına gelen her zam, 100 TL yi aşan her ila, aslında küçülen eczane ekonomisi ve karlılığı demek. Mutlaka iyileştirilmeli

-Umudumuzu bağladığımız SGK sözleşmesi- eczacının gözü kulağı bu ilk yardım simidinde

-Odalar açısından; örgüt içi iletişim. Hangi oda ne yapmış, kim ne dava kazanmış, kim ne etkinlik yapmış haberimiz yok. 3-6 aylık bültenlerle odaların birbirinin faaliyetlerinden kazandığı davalardan yürüttüğü mücadelelerden haberi olursa inanın farklı dinamik bir meslek örgütü haline geliriz. Bir kere yapalım. 2018 oda faaliyet bülteni yapalım. 54 Odanın tüm işlerini kapsasın. Birbirimizden ilham alalım, örnek alalım.

-Egaş konusu. Son eylemde gösterdi ki; Egaş tabela satmak için kurulmuş bir kurum değil. Eczacıyı yaşatacak, rekabet güçlendirecek bir kurum. Daha aktif olmalı. Olmadık kurumlar eczane dizayn ediyor, tabela takıyor, danışmanlık hizmeti veriyor. Olmadık vasıfsız kurumlar. Nerde EGAŞ ? 2018 de yeni açılan kaç eczaneyi Egaş dizayn etti? Yüzde kaçını? Adına özel kredisi var Egaşın. Arkasında TEB var. Buna rağmen yol yürüyemiyor. EGAŞ la ilgili bu sorulara özellikle cevap bekliyorum. 2018 de yeni açan eczane sayısı ve Egaşın bu yüzdesi. Neden danışmanlık hizmeti veremez Egaş* neden E Logo satmakla, tabela takmakla sınırlı bir vizyonu var.

 

Değerli meslektaşlarım, gündemimiz gerçekten yoğun, sıkışık.

Son Cümlem;

            Konuşmaların çoğunda geçer, “Eczacı 35 metre kareye kendini sıkıştırdı, kafasını çıkarmıyor, dünyayı takip etmiyor, kendini geliştirmiyor” diye sinkaflı sözler söylenir. Aslında eczacının dünyası o 35 metrekare eczanedir.

35 metrekare eczaneye 3 metreye 60 cm banko sığar.

Eczacı o bankoda para kazanır,

o bankoda çocuğunun okul parasını öder,

taksidini öder, ev geçindirir,

o bankoda umutlanır,

o bankoda batar,

o bankoda iflas eder,

yeri gelir hayatı o bankoda biter.

İşte eczacının o bankosuyla, örgütün toplantı yaptığı o dev masaların gündeminin aynı olduğu günlerde sizlerle bu kürsülerde buluşmak dileğiyle…

Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum…