Odamız Başkanı Uzm.Ecz.Duygu Elmas Mutlu’nun İzmir’de Düzenlenen Türk Eczacıları Birliği 44. Dönem 2. Bölgelerarası Toplantısı Konuşması
Değerli Merkez Heyeti Başkan ve Üyeleri, Denetleme Kurulu Başkan ve Üyeleri, Yüksek Haysiyet Divanı Başkan ve Üyeleri, Ecza Kooperatifleri Başkan ve Yöneticileri, değerli Oda Başkanlarım ve yönetici arkadaşlarım, çok değerli akademisyenlerimiz, sevgili meslektaşlarım, TEB‘in değerli çalışanları Manisa Eczacı Odası Yönetim Kurulu ve şahsım adına sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Güneş’in doğduğu şehir, Egenin incisi, çocukluğum, üniversite yıllarım, kardeş şehrimiz İzmir’de sizlerle birlikte olmaktan heyecanlı ve mutluyum.İzmir Eczacı Odamızın başkanı Tuncay Başkanıma, yönetim ve denetim kurulu üyelerine ve tüm görevli arkadaşlarıma ev sahiplikleri ve verdikleri emek için çok teşekkür ediyorum.
Ülkemizde ise son dönemde yaşanan olaylar hepimizi derinden yaraladı. Narin’in öldürülmesi olayı, insanlık adına utanç verici ve kabul edilemezdir. Kadınların, çocukların ve tüm canlıların şiddetten korunması, yaşam haklarının güvence altına alınması en temel dileğimizdir. Toplumsal sorunlarımız da maalesef giderek derinleşiyor. Adalet sistemimiz, ekonomik sorunlar, işsizlik, enflasyon ve sosyal eşitsizlik hepimizin yaşamını doğrudan etkiliyor. Bu sorunlara çözüm bulmak için hepimize büyük sorumluluklar düşüyor.
Kadına yönelik şiddet, kadınların fiziksel ve psikolojik sağlığını tehdit etmekle kalmaz; aynı zamanda toplumun geleceğini de karartır. Bir kadının sesini kısmak, onun potansiyelini, hayallerini, umutlarını ve yaşama dair katkısını da susturmak anlamına gelir. Kadınlara yönelik şiddet, yalnızca bir aileyi değil, bir toplumun vicdanını yaralar.
Çocuk istismarı ise geleceğimize vurulan en ağır darbelerden biridir. Çocuklar, hayatlarının en savunmasız döneminde korunmaya muhtaçtır. Onlara zarar vermek, toplumun yarınlarına, geleceğin potansiyeline zarar vermektir. İstismarın izleri bir bireyin hayatı boyunca taşınır, o izler, toplumun yapısına, geleceğine, ruhuna derin yaralar açar.
Hayvan istismarı da unutulmamalıdır. Bir toplumu, ona karşı en savunmasız olanlara karşı tutumu belirler. Hayvanlara acı çektirmek, doğaya ve hayatın değerine saygı göstermemektir. Sevgi ve merhametin hakim olduğu bir dünyada, hayvanların da güven içinde yaşaması gerektiğine inanıyoruz.
Bu tür şiddet ve istismar olaylarına karşı sessiz kalamayız. Her birimiz bu sorunlara karşı sesimizi yükseltmeli, önlemler almalı ve geleceğe umut dolu bir toplum bırakmalıyız. Şiddet ve istismarın olmadığı bir dünya, hepimizin elinde.
Maalesef, Gazze’de yaşanan insanlık dramına sessiz kalmak mümkün değil. Yaşanan bu vahşeti en derin insani duygularımla kınıyor ve bir an önce barışın hâkim olmasını temenni ediyorum. Aynı şekilde Ukrayna-Rusya savaşının, Ortadoğu’daki kaosun ve tüm dünyadaki çatışmaların son bulmasını diliyorum. Dünyada barışın, adaletin ve insan haklarının hâkim olmasını umuyorum.
Dünyamız hızla değişiyor ve bu değişim, mesleğimizi de derinden etkiliyor. Küresel ısınmadan, iklim krizine, ekonomik zorluklardan, savaşlara kadar pek çok sorunla karşı karşıyayız. Kontrolsüz nüfus artışı, su kaynaklarının tükenmesi, gıda sorunları ve enerji krizleri hepimizin geleceğini tehdit ediyor. Küresel sorunlar sadece dünyanın belirli bölgelerini değil, mesleğimizi ve bizleri de doğrudan etkiliyor. İklim değişiklikleri sonucunda belki de hiç görülmemiş hastalık süreçleri başlayacak. Küresel sağlık sisteminin geleceğini şekillendirmede önemli bir rol oynayacak biz eczacıların, farmasötik bilim insanları olarak, sorunların mesleki yansımalarını göz önünde bulundurarak, geleceğe dair stratejik adımlar atması gerekiyor. Türkiyede’ki sağlık sisteminin yeniden değerlendirilmesi, inşa edilmesi, sonuç olarak dönüşümde yeniliklerin ve teknolojinin kullanılması şarttır.
Sağlık sektörüne ayrılan bütçenin yetersizliği ve sağlık politikalarındaki eksikliklerden de kaynaklı olarak vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanamamakta. Son olarak “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirilen, geçtiğimiz 1 Kasım’da yürürlüğe giren, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelikle,
Hekimlerimizin ilaç tasavvuru engellenmiş,
Hasta hekim ilişkisi müşteri ilişkisine döndürülmüş, vatandaşların sağlık hizmeti alma hakkı kısıtlanmıştır.
Meslek gündemine baktığımızda da maalesef çok fazla sorunumuz var.
Bildiğiniz gibi uzun süredir ekonomik sorunlarla boğuşuyoruz. Eczaneler ekonomik olarak tarihte olmadığı kadar zor günler geçiriyor. Kiralarımız, personel maaşlarımız, vergi ödemeleri, sigortalar artık başa çıkılamaz hale geldi.Eczane karlılıkları bu giderleri çıkaramaz noktaya geldi. İlaç bulamıyoruz, farklar aldı başını gitti, hastalarla karşı karşıya geliyoruz ve mesleğin çilesi her geçen gün artıyor.
Bütün bu sıkıntılarımız ve çözüm bekleyen sorunlarımız ve sesimizi duyurmak için 2022 Kasım ayında birliğimizin önderliğinde coşkulu ve büyük bir kalabalıkla Ankara’da bir eylem yaptık. Maalesef taleplerimizin bir kısmı hala yerine getirilmemişken 2 yıl içinde tekrar uçurumun kenarına gelmiş durumdayız. Peki uçurumdan düşecek miyiz, yoksa yapılması gerekenler yapılacak ve uzatılan ellere sarılıp yolumuza devam mı edeceğiz?
Bugün burada, mesleğimizin mevcut sorunları ve bu sorunların çözümünde nasıl daha etkin adımlar atılması gerektiğine dair düşüncelerimizi paylaşacağız, gerekli eleştirileri hep birlikte yapacağız. Eleştirilerimizi dile getirmek, hem mesleğimizin itibarını korumak hem de meslektaşlarımızın haklarını savunmak adına önemli bir görevdir. Bu bağlamda, çok ayrıntıya girmeden 3 konuda ciddi eksikliklerin olduğunu belirtmek istiyorum
**1. SGK İlaç Alım Protokolü ve Ekonomik Kayıplar**
Pandemi döneminden bu yana her yıl SGK ile yapılan ilaç alım protokolünün zamanında imzalanmaması nedeniyle ciddi ekonomik kayıplar yaşıyoruz. Her birimiz, bu sürecin belirsizliği içinde finansal olarak zorlanmakta ve iş planlamalarımızı yapamamaktayız. Sonradan kestiğimiz faturalar, bu fatura karşılığı ödemelerin ne zaman geleceği hakkında hiçbir fikrimizin olmaması ne anlatılabilir ne de anlaşılabilir bir durum. Alacaklıyız, fatura kesiyoruz ama ne zaman ödeme alacağımız maalesef belirsiz.
Sgk protokollerinin zamanında imzalanması konusunda daha proaktif ve baskıcı bir tutum sergilemesininin zamanı gelmiştir diye düşünüyorum.
Cezai yaptırımlarla ilgili bir gelişme yok. İskonto baremleri ile ilgili iyileştirme yeterli değil ve reel enflasyonunun gerisinde.
Bizlerin finansal istikrarını sağlamaya yönelik adımlar atılmadığı sürece, meslektaşlarımız mağdur olmaya devam edecektir.
**2. Artan Kamu Kurum İskontosu Uygulamayan İlaçlar**
Günden güne artan kamu kurum iskontosu (KKİ) uygulamasının, bazı ilaçlarda uygulanmaması durumu ciddi bir sorun yaratmaktadır. Bu dengesizlik nedeniyle eczacılarımız, belirli ilaç gruplarında haksız kazanç kayıplarıyla karşı karşıya kalmaktadır.
Sürekli şikayetçi olduğumuz bu ilaçların sayısında azalma olmadığı gibi, sayıları artmaya devam etmektedir. Korkarım ki artmaya da devam edecektir.
Meslektaşlarımızın, ekonomik sürdürülebilirliği sağlanmış bir çalışma ortamında hizmet vermesi için elzem konulardan birisi de budur.
**3.İlaç Kademe Baremlerinin Güncellenmemesi**
Değerli meslektaşlarım, bir diğer önemli sorun ise ilaç kademe baremlerinin günümüz şartlarına uygun güncellenmemesidir. Son zam ile beraber depoların kar oranları ve karlılık baremleri artarken eczanelerin baremlerinde en ufak bir değişiklik olmaması eczane ekonomilerinin negatif ivmesini iyice arttırmıştır. Bu durum tabanda ciddi rahatsızlık yaratmıştır.
İlaç fiyatları ve maliyetler sürekli artarken, baremlerin eski oranlarda kalması, eczacıların finansal sürdürülebilirliğini zorlaştırmakta ve üzerimizdeki ekonomik baskıyı artırmaktadır.
Birliğimiz bu konuda defalarca görüşme gerçekleştirdiğini bizlerle paylaştı. Biz de 56 oda olarak meslektaşlarımız için taleplerimizi, önerilerimizi ilettik kendilerine. ifk, zam oranı ve baremlerde eczacımızı hak ettiği refah düzeyine getirecek iyişeştirmelerin yapılması gerekiyordu. Yapılmadığı takdirde resmi gazete yayınlandığında birçok ekonomik dar boğazdaki üyemiz ne yapacak, nasıl eczanesini çevirecek ? Sabah arayan üyemize ne diyeceğiz ? diye düşünmekten günlerce uykularımız kaçtı. Ve maalesef sonuç korktuğumuz gibi oldu.
Baremlerin güncellenmemesi, bizleri hem finansal açıdan hem de eczanelerimizin sürdürülebilirliği açısından olumsuz etkilemektedir.
Bütün bu sorunlarımıza çözüm üretmek adına 31 Ekim 2024 tarihinde, birliğimizin çağrısıyla Olağanüstü Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısı için toplandık ve toplantı sonucunda tüm 56 oda başkanımızın ve merkez heyetimizin imzasıyla bir bildiri yayınlandı. Bugün, yayınlanan bildirinin hayata geçmesi için Merkez Heyetinin Manisa Eczacı Odası olarak takipçisi olacağımızı bildirmek isterim.
Tüm bu gelişmeler açıkça göstermektedir ki Merkez Heyetimiz, daha aktif, daha görünür ve tabanda eczacıya dokunan bir yapıya bürünmelidir.
Artık hep birlikte tabana inmek, tabanın sesine kulak vermek zorundayız.
Çünkü biliyoruz ki; birlikte çok daha güçlüyüz.
Saygı ve sevgilerimle…
Uzm.Ecz.Duygu ELMAS MUTLU
Manisa Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı